İnsan neden yaratıldığına bir baksın.
O, atılan bir sudan yaratıldı.
O su, bel ve göğüs kafesi arasından çıkar.
Şüphesiz Allah onu (öldükten sonra) tekrar yaratmaya elbette kādirdir.
Târık Suresi - 5-8 . Ayet
Ayete geçen مَٓاءٍ Sıvı su olan her şey için kullanılıyor.. Kaynak için dıklayın
Ayete geçen دَافِقٍۙ atan (ismi fail) atılan (ismi meful) olarak iki şekildede okuna biliyor Razi tefsiri
Süratli deve. مَشَى الدِّفِقَّى : Hızlı akan su gibi yürüdü. مَشَوْا دَفْقًا : Hızlı yürüdüler. https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?id=476&islem=mufredat
Ayete geçen الصُّلْبِ Aslı çarmıha gerilen tahta olup sırt bel kemiğinin tamamı için kullanılmaktadır. Rağıb isfahani
Ayete geçen التَّرَٓائِبِۜ toprak anlamına geliyor bir diğer anlam eşit denk şaşıt benzer olan şeyler için kulanılıyor gögüs kafesi göz el ayak kalça vb. Ragıb isfahani
Şimdi teraib kelimesini iki denk olan şeyler için (göz ayak kalça) olarak kulananlar varmıdır bakalım
Taberi terih etmiş olduğu göğüs kafesi olsa bile farklı anlamlarını`da aktarıyor
Dehhak, Süfyan es-Sevri ve Abdullah b. Abbas'tan nakledilen diğer bir görüşe göre "Teraib"den maksat, erkeğin elleri, ayaklan ve gözleridir. Buna göre âyetin manası "O dökülen su, erkeğin
beli ile elleri, ayaklan ve gözlerinin arasından çıkar." demektir.
Said b. Cübeyr'e göre ise "teraib"den maksat, belin alt kısmında bulunan kaburgalardır.
Kutubi tefsiri . İkrime de böyle demiştir. Yine ondan rivâyet edildiğine göre
"kadının teraibi" (mealde; göğüs kemikleri) elleri, ayakları ve gözleridir. ed-Dahhak da böyle demiştir
TERÂİB de terîbenin cem'idir. Sadır, göğüs kemiklerine denir ki, göğüs tahtası ta'bir olunur. İki meme ile boyun halkası kemiklerinin aralığına veya göğsün sağ tarafından dört ve sol tarafından dört kaburgalara veya iki el, iki ayak ve iki göze dahi denilir. Elmalılı Tefsiri
İbni farisin mekayıse-l lugat sözlüğünde ''teraib'' kelimesi için şu açıklama yazmaktadır: ''eleharu teseviye-ş şeyeyn=لْآخَرُ تَسَاوِي الشَّيْئَيْنِ= diğer [anlamı ise] iki şeyin eşitlenmesidir'' yani insan vücüdunda eşit seviyede olan iki şey için ''teraib'' kelimesi kullanılıyor. Bu anlamdan hareketle bu kelimeye bu anlamlar verilmiş
Dolayısıyla 6-7. ayetlerin çevirisi şu şekilde olmalıdır: ''[insan], hızla atan, bel ve bacaklar arasından [rahim boşluğundan] çıkan bir sudan [folikülden] yaratıldı'' kadının rahminin bulunduğu bölge de bu şekilde tarif edilmiş oluyor. Göreceğiniz üzere ayetin bilimsel bir sorunu yoktur. Hubeyb Öndeş
Bazıları zamirin insana gittiğini söylemişler.
İsmail, Mekkelilerden "omurga" anlamındaki lâfzı "lam" harfini ötreli olarak; “Sulub” diye okuduklarını rivâyet etmiştir. Bu okuyuş aynı şekilde Îsa es-Sakafî'den de rivâyet edilmiştir. el-Mehdevî bunu nakletmiş olup şöyle demiştir: Meninin erkeğin omurgası ile göğüs kemiklerinden çıktığını kabul edenlere göre "çıkar" lâfzındakİ zamir suya racidir. Erkeğin omurgası ile kadının göğüs kemikleri arasında çıktığını kabul edenlere göre ise, zamir insana ait olur. Kutubi tefsiri
Burada tercih edilen göğüs kafesi olasa bile bunun başka kullanımları olduğunu tefisirlerden ve sözlüklerden görebiliyoruz sizlerde başka tefsirlerden ve sözlükler ile bakabilirsiniz..
Bunu baçaklar,kalça olarak aldığımızda Ürolog Zeki Bayraktar hocanın dediği gibi ''ductus deferens'' sistemi kalçaların arasında kalmaktadır bu sisteme bağlı olan lenf sistemide böbreklerin orasındadır.
Bu kadınlarda ise: Kadın üreme organlarından yumurtalık (ovaryum) üzerinde ayda bir defa follikül (içi su dolu baloncuk) oluşmakta ve bu follikül patlayarak içindeki yumurta (ovum) hücresini Fallop tüpüne doğru hızla fırlatmaktadır. Baloncuktaki bu patlama sonucu meydana gelen “tazyikle fırlatılma olayı” sayesinde yumurta hücresinin gideceği yere ulaşması sağlanmış olur.
Sulb kelimesi omurganın başlangıcından yani kuyruk sokumu hizasından başlayan bel bölgesini anlatır, teraib’e kadar yani göğüs kemiklerine kadar olan bölgeyi kapsar ki bu bölge karın boşluğu demektir ve yumurtalık (ovaryum) bu sınırlar içindeki karın boşluğu arasında bulunur. Aşağıdaki şekilde bu bölgenin alanı kırmızı dikdörtgen ile belirtilmiştir. Bu bölge yumurtalıklar da dahil tüm karın boşluğu organlarını barındırır (BİLİM VE YARATILIŞ AĞACI)
Teraibe kelimesinin tefsirlerde ve meallerde olan sadece kaburga anlamını esas alacak olursak Ağızdan aldığımız besinler İnsan organları içinde mide içinde böbrekler, salgı, bezleri, ve diğer organlar ile reaksiyona giriyor bunlardan "çıkan" enzim proteinler Mineraller vs ise "sıvı" halinde sperm içine karışmaktadır. ayırıca içtiğimiz suda yemek borusundan geçip böbreğe gitmekte oradan sperm içinede gerekli ölçülerde girmektedir. (Bu konu tıp uzmanların detaylı incelemesi gerekmektedir bel ve göğüs arasında ki organlardan bir çok sıvı sperme gitmektedir)
İnsan vücudunda A, B, D, K vitaminleri sentezlenir. A vitamini karaciğerde, B ve K vitaminleri bağırsakta bakteriler tarafından, D vitamini deride üretilir. A, D, K ise karaciğerde depolanır. Diğerlerinin fazlası atılır.
Vitaminlerin bir kısmı vücutta depo edilebilirken bir kısmı depolanamıyor. Depo edilebilen vitaminler genellikle karaciğer hücrelerinde ve az miktarda da diğer hücrelerde depolanıyor. Karaciğerde depolanan A vitamini, hiç vitamin almayan bir insana 5-10 ay kadar yetebilir. Yine vücudumuzdaki D vitamini deposu da hiç vitamin almayan bir insana 2-4 ay kadar yeterli olabilir.
Meninin içeriğinin ne olduğu konusunu açıklamak yararlı olacaktır. İçeriğinde yaklaşık 200 ile 500 milyon adet spermatozanın yanı sıra amino asit, sitrat, enzimler, flavin, fruktoz, proteinler ve C vitamini de bulunur.
Meninin içeriğinde bulunan maddelerin vücutta üretimi: Amino asitlerin çoğu karaciğerde metabolize olur.
MANTIKTA ÇELİŞKİ OLUMSUZLAMA VEYA DEĞİLLEME ÜZERİNDEN YAPILIR BU YÜZDEN BUNA ÇELİŞKİ DEĞİL BİLİMSEL BİLGİLER İLE UYUŞMUYOR DENEBİLİR LAKİN MÜMKÜN ANLAYIŞLARDAN BİR TANESİ BİLE UYGUN İSE UYUŞMUYOR DİYEMEYİZ.
Yaptığımız araştırmada mümkün anlamlarının tamamının delileri ile birlikte geçerli olduğunu hiç birinde bilimsel bir zıtlık olmadığını aksine KURAN BİR KELAM İLE BİR ÇOK ŞEYİ SÖYLEME özeliği ile bir çok bilgiye işaretler verdiğini görmekteyiz
Araştırmacı
Mustafa Ali UÇAR
Comments