Dağların sarsılmaz oluşu dağların hareket etmeyeceği anlamına gelemez yani dağlar yer yüzüne sabittir ve kıtasal sürüklenme ile dağlar hareket etmektedir iki farklı olgu olduğu için bir çelişki söz konusu değildir.
Sen dağları görürsün de onları sabit sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler.”(Neml Suresi: 88)
Kuranda konular arası geçişlerin olduğu bilinmektedir yani kıyamet ile ilgili bir bilgi verirken mevcut dünyevi bir öğretiye geçiş yapmaktadır.
Not: Bazı müfessirler bu âyeti dünyanın güneş etrafındaki dönüşüne işaret olarak değerlendirmişlerdir (bk. Celal Kırca, s. 76) ayette Dünya'nın sadece döndüğü değil, dönüş yönü de vurgulanmaktadır. 3.500-4.000 metre yükseklikteki ana bulut kümelerinin hareket yönü daima batıdan doğuya doğrudur. Hava durumu tahminleri için çoğunlukla batıdaki duruma bakılmasının sebebi de budur. Bulut kümelerinin batıdan doğuya doğru sürüklenmesinin asıl sebebi Dünya’nın dönüş yönüdür. Günümüzde bilindiği gibi, Dünyamız da batıdan doğuya doğru dönmektedir
Kuran ilahi bir kelam olarak bir kelam ile çok şey söylemektedir bu özeliği bütün tefsirlerde delileri ile aktarılmaktadır kuran hem kıyamet de olacak bir olguyu anlatırken hem de mevcut bir şeye işaret etmiş olduğunu söyleye biliriz.
Bu âyet, “Son Saat” ve “Kıyamet” bağlamında yer almasına karşın, doğrudan kıyametle ilgili sûrelerdeki gibi ‘dağların yok olup gittiğini’ ya da ‘pamuk gibi atılarak toz duman olup kaybolduğunu’ (Krş: 52:10; 56:5; 70:9; 73:14; 77:10; 81:3; 101:5) söylememektedir.
Bazı klasik tefsirler bunu kıyamet ile ilişkili olduğuna yönelik bir şey söylememişler olduğu gibi bırakmışlar.
"Dağları görür, onları donuk sanırsın” yerinde durduğunu sanırsın "halbuki onlar bulutun geçmesi gibi geçer” o süratte geçer. Çünkü büyük cisimler aynı tarzda hareket ederse hareketi neredeyse fark edilmez. (Bu Allah'ın işidir) kendini te'kit eden mastardır, geçen cümlenin içeriği ile aynıdır, va’dallah” (Rum: 6) gibidir. BEYDÂVÎ TEFSİR
İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın..." âyetini açıklarken: "Dağları hareket etmeksizin bir yerde dikili olarak görürsün (halbuki onlar hareket etmektedir) mânâsındadır" dedi. "...Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır" âyeti hakkında ise: "Bu, Allah'ın her şeyi güzel yapmasıdır" dedi.
İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: "Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın..." âyetini açıklarken: "Dağları, kökleri üzerinde dikili olarak görür ve onların hareket etmediğini sanırsın. Halbuki "...Onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler..." dedi. ED-DURRU’L-MENSÛR
Kıyameti tarif eden ayetlerde dağların yün gibi olacağını söylerken nasıl olurda insanlar onu donmuş sanacaklar? oysa kıtaların hareketinde insanlar dağları donmuş sanmaktadır. Tıpkı Şâir Nabiga'nın bir orduyu tavsif etmesine benzer bir durum sergilerler.
Nabiga diyor ki:
Büyük bir ordu ile savaştık ki,
Sen onları ihtiyaç için duruyor sanırsın.
Halbuki onlar yürümektedir.
Ayrıca ''sen onları durur sanırsın." cümlesi yakışıksız kalır. "Oysa, onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler." denilmesi daha uygun olurdu. Çünkü "O gün dağlar bulut gibi geçecekler de o halde sen onları camid duruyor sanacaksın" denilmesi, şiddetlendirmek değil hafifletmek oluyor. Şu halde "TERÂ" ile "TEHSEBU" bu güne, "VE HİYE TEMURRU" o güne ait olmak ihtimali kalır. Yani "bu gün hal-i hazırda dağları görürsün câmid hareketsiz sanırsın, halbuki, onlar kıyamet günü bulut geçer gibi geçeceklerdir" demek olur. Bu surette ise -TEHSEBUHE- fazla kalır -VETERAL CİBALE CAMİDETEN- denilmesi daha uygun olurdu.
20. yüzyılın başlarında yapılan jeolojik araştırmalar sonucunda keşfedilen yer kabuğunun bu hareketi bilimsel kaynaklarda şöyle açıklanmaktadır: Yer kabuğu ve üst mantodan oluşan 100 km. kalınlığındaki Dünya yüzeyi “tabaka” adı verilen parçalardan oluşmuştur. Dünya yüzeyini oluşturan altı büyük tabaka ve sayısız küçük tabaka vardır. “Tabaka tektoniği” adı verilen teoriye göre bu tabakalar kıtaları ve okyanus tabanını da beraberinde taşıyarak Dünya üzerinde hareket ederler. Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm. civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir.
Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: Allah-u Teâlâ dağların hareketini ayette “sürüklenme” olarak ifade etmiştir. Çok ilginçtir ki, bilim adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de “continental drift” yani “kıtasal sürüklenme”dir. Kur’an’ın ifadesiyle, bilim adamlarının kıtaların hareketine verdikleri isim aynıdır. Kur’an da bilim adamları da bu olaya “sürüklenme” ismini vermişlerdir
Ayrıca: Dağlar depremi engeller mi makalemiz için
Araştırmacı: Mustafa Ali UÇAR
KAYNAK
Comments