Farklı kiraatler ike ilgili videonu izledim fakat benim dikkat çekmek istediğim aklımı da yoran başka bir mesele var. Bazen farklı kıraatlerde ek kelime gelmesi bazen eksik kelime olması bazen anlamında hafif değişikliklere yol açan hareke farklılıkları, bazen de aynı anlama yakın gelecek farklı okumaların olması... bunlar da özgür iradenin bir sonucu gibi görünüyor şöyle ki insanların metnin korunmasına yönelik aşırı titizlikte bir çalışma olmadığı için zamanla ufak değişiklikler olmuş gibi görünüyor. Fakat sorum şu ki Tanrı böyle hassas bir meseleyi neden özgür iradeye bırakmıştır,yani benim Allah'ı tanımada ve emirlerini uygulamada elimde tek olan kaynak kuran'ken ondaki ufak değişmeler benim onu yanlış anlamama neden olabilecekken neden buraya has olarak özgür iradeyi aşkın bir şekilde kitap yüzde yüz korunmamıştır?
top of page

Bu özelliği test etmek için sitenizi ziyaret edin.
Kuranın farklı kıraatleri olması-korunmuşluğu meselesi
Kuranın farklı kıraatleri olması-korunmuşluğu meselesi
7 yorum
Beğen
7 Yorum
bottom of page
Başta İslam tarihine dayandırıyorum, fakat aralarındaki farklar zaten videomda değinmiş olduğum gibi ortak mesaja geliyor. Örnek veriyorum, hafs mushafındaki okuyuş, ilgili kelimeye üç farklı mana vermeyi müsait görüyor, ama Verş mushafındaki okuyuş ise sadece tek manaya gelmeyi mümkün buluyorsa, doğal olarak Verş mushafı tercih edilir. Çünkü bir kıraatle diğer kıraat arasında çelişki oluşturmamak gerekiyor. Türkçe örnek vermek gerekirse: diyelim ki ben bir sözü önce "Ali'ye para verdim, Ahmete de" diyerek söyledim. Sonra da "Ali'ye para verdim, Ahmete de para verdim" dedim. İlk sözümde, Ahmete para verip vermediğim kısmen de olsa yoruma açık olsa da, ikinci sözümden dolayı ikinci sözüm tercih edilir. Hafs mushafı bir ayetin manasını 3 farklı anlama müsait bir şekilde vermişse, Verş mushafı da o 3 anlamı 1'e düşürüyorsa doğal olarak Verş mushafı tercih edilmeli.
Merhaba kıraat konusunu biraz araştırdım.
Ve bahsettiğin şey sanırım şu örnekteki gibi.
''4.4. Maide 6 Örneği (Ayakların Meshi ya da Yıkanması): Maide 6. ayetin konumuzu ilgilendiren kısmı “ مْكَ ُجل ُرْ َ َوأ ُر ُؤو س ُكْم ب ْ َو ن ا ْم َس ُحوا َك ْعبَي ْ لَى ال “ إ “…başınızı mesh edin, ayaklarınızı da topuklarınıza kadar yıkayın…” bu ayetteki مْكَ ُجل ُرْ َ أ lafzının ل‘ını Nâfi, İbn Amir, Hafs, Kisâî ve Yakup fetha ile, İbn Kesîr, Ebû Amr, Ebubekir Şube, Hamza, Ebû Cafer ve Halef kesra ile okumuşlardır.59 Burada ل fethalı okunduğunda mana “…ayaklarınızı topluklara kadar yıkayın…”, ل‘ın kesralı okunması durumunda mana “…ayaklarınızı topluklara kadar meshedin…” şeklinde olmaktadır. Bu durumda bir hareke değişikliği ile gerçekleşen bu kıraat farklılığı iki ayrı uygulamayı içeren bir farklılığa sebep olmaktadır. Bu nedenle bu ayet ve buradaki kıraat farklılığı, kıraatlerin manaya etkisine önemli bir örnektir.''
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/219677
Gerçekten dediğin gibi böyle farklılıklar olabiliyormuş açıkçası ben kıraatin sadece okunuş farklılıkları olduğunu sanıyordum. Bu kadar sorunlar olduğunu bilmiyordum. Fakat ben Kuran'ı sorgularken cariye gibi olaylardan araştırmıştım. Ve bu kavramların çoğunlukla mezhep tahrifatlarından ortaya çıktığına şahit olmuştum. Ve uydurma mezhep yorumlarını atarak, Kuran'a baktım ve tabi ki de en önemli olaylardan biride 19 mucizesine tanık oldum.
Şimdi şöyle bir açıklama yapabiliriz. Öncelikle kuranın içeriği ne? Elimizdeki bu metin bize ne anlatıyor.
İçeriği benim bugüne kadar gördüğüm, anladığım kadarıyla.
- Putperestliği reddederek, Bir Tek Tanrı olduğu mesajını bize ulaştırma.
- Geçmiş kavimlerden öyküler anlatarak onların hatasını yapmamamız gerektiği bildiriliyor.
- Geçmiş ve Gelecek ile alakalı bazı haberler veriliyor. Uyarılar ve müjdeler veriliyor.
- Az miktarda hüküm içeriyor.
- Ve bu kitap çelişkisiz olduğunu iddia ediyor.
Şimdi kuranda baştan sona kadar bir çok ayetin devamlı tekrar edildiğini görüyoruz.
17/89 : ''Biz bu Kuran'da her türlü örneği verdik, ne var ki halkın çoğunluğu inkarda direniyor.''
18/54 : ''Biz bu Kuran'da halk için her türlü örneği verdik. Fakat insan tartışmaya çok düşkündür.''
30/58 : ''Biz bu Kuran'da halka her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen, kafirler, "Siz yanılanlarsınız," diyeceklerdir.''
39/27 : ''Biz bu Kuran'da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar''
https://www.youtube.com/watch?v=eh7NMWGrvl4
Gibi ve Kuran'ın en büyük ve en önemli mesajı
4/48 : ''ALLAH kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını dilediğine bağışlar. Kim ALLAH'a ortak koşarsa çok büyük bir hakaret etmiş olur. ''
4/116 : ''Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında, dilediğini¹ bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, derin bir sapkınlıkla sapmış olur.''
Allah'a ortak koşmamak.
Kuranda bu ilke sürekli tekrar ediliyor. Yani inanç konusunda hiç bir çelişki olmadığı çok açık.
Geçmiş kavimlerden örneklerin anlatıldığı meselelerde olaylar bağlam içerisinde değerlendirildiğinde Kuran'ın mesajından haberdar bir şekilde olaylara bakıldığında burada da bir çelişki yok.
Geçmiş ve gelecekle alakalı müjde ve uyarılar konusu da bir çok yerde farklı bağlamlar içerisinde değerlendiriliyor. Bu konularda henüz tespit ettiğimiz olaylar var veya gelecekte öğrenilecek olaylar olabilir. Ama bu konuda da inanca zarar verecek bir çelişki duymadım.
Kitabın çelişkisiz olması zaten onun korunduğunun en büyük delillerinden birisi mesela
4/82 : ''Kuran'ı incelemiyorlar mı? ALLAH'tan başkasının olsaydı onda bir çok çelişki bulacaklardı.''
Yani Kuran kendi içerisinde çelişen uyduruk rivayet zincirleri gibi değil. Tam, eksiksiz ve çelişkisiz bir kitap.
Gelelim sorunlu meseleye az miktardaki hüküm ayetlerine. Mesela yukarıda verdiğim gibi abdest konusunda çelişki varmış gibi gözüküyor arapça bilmediğim için bu konuda yorum yapmayacağım ama aklımızı kullanarak düşünürsek. Ayağını yıkasan ne mesh etsen ne olacak. Bunu yaptığın için sen sapıtmış yoldan çıkmış olmayacaksın ben şahsen önceden yıkıyordum artık mesh ediyorum bu benim kararım Kurandan anladığım bu. Ben çeviri okuduğum için orada başınızı mesh edin ayaklarınızı da yazıyor. Yıkayın demiyor diye yıkamadım. Ayrıca
da
5/101 ''İnananlar, açıklandığı vakit hoşunuza gitmeyecek şeyler hakkında sorular sormayın. Kuran'ın ışığında sorarsanız size açık olurlar. ALLAH özellikle onlardan söz etmedi. ALLAH Bağışlayandır, Yumuşaktır.''
Yani Bakara suresinde bahsedilen Yahudiler gibi gereksiz soru sormaya bir gerek yok. İstanbul'dan Ankara'ya git diye bir emir verilse. Bu nasıl istersen öyle git manasına gelir özgürsün yani. Ama sen neyle gideyim dersen otobüs denilir. Böylelikle kendi özgürlüğünü kısıtlamış oldun uçakla da gidebilirdin önceden. Bunun gibi ben bu konuyu bir çelişki olarak görmüyorum. Önemli bir mesele olarak ta görmüyorum.
Ama göz önünde bulundurmamız gereken bir şey daha var. Kuran 1400 yıllık bir metin kelimelerin anlamı konusunda bazı soru işaretleri elbette vardır.
''teŋri : yarlıkadukin : üçün : özüm : kuutum : bar : üçün : kagan : olurtum : kagan : olurup : yok : çıgań : bodunug : koop : kuubratdım : çıgań : bodunug : bay : kıltım[75]''
https://tr.wikipedia.org/wiki/Orhun_Yazıtları#:~:text=Bilge%20Kağan%20ve%20Kül%20Tigin,da%20Orhun%20Vadisi%27nde%20bulunmuşlardır.
Milattan sonra 8.yy da yazılmış orhun yazıtları var. Bunları günümüz Türkçesine tam olarak nakletmekte sorun çıkması tabi ki de doğal olacaktır. Ama Kuran korunmuş ve içerisindeki tekrarlar ile bağlamını koruyan bir kitap. Bazı hükümleri bende anlamıyorum mesela el kesme cezası bugün bir hırsızlık olsa ve bende hüküm veren birisi olsam bu cezayı uygulamam büyük ihtimalle. Evet kurana inanıyorum ama acaba kuranı tam olarak anladım mı? Hem hırsızlık nedir? Arkadaşının bisikleti kıskanıp çalan 15 yaşındaki çocuğa hırsız deyip elini kesip, ihaleye fesat karıştırarak devleti milyonlarca zarara uğratan 40 yaşındaki bir adama dolandırıcı mı diyeceğiz? Demek istediğim Kuranı kolayımıza geldiği kadar okumaya ve anlamaya çalışmalıyız.
Ve son olarak Kuranın korunmuşluğu meselesinde en büyük delil 19 mucizesi.
74/30 : ''Üzerinde ondokuz vardır.''
74/31 : ''Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (ondokuz'u) da, () inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık, () kitap verilmiş olanları ikna etsin, () inananların inancını güçlendirsin, () kitap verilmiş olanlarla inananların kuşkularını ortadan kaldırsın, ve () kalplerinde hastalık olanlarla inkarcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır.''
19 mucizesinin işlevi.
kitap verilmiş olanları ikna etsin,
inananların inancını güçlendirsin
kitap verilmiş olanlarla inananların kuşkularını ortadan kaldırsın
Onların sayısını (ondokuz'u) da, () inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık,
''Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. ''
19 mucizesi benim Kuran üzerindeki kuşkularımı kaldırdı. Bunu araştırın lütfen.
Tevbe suresindeki sahte 2 ayet 19 mucizesi ile deşifre oluyor. Kuranın kendi tanıklığıyla kendisinden olmayanı atıyor bu müthiş bir mucize.
19 mucizesini araştırmak ve sahte iki cümlenin fiziksel delilleri için bu linke bakabilirsiniz. Sahte 2 cümlenin delilleri sayfa 136 dan itibaren.
https://docs.google.com/file/d/0B-U7q90GU9PjY2V5M2c5blNya1U/edit
15/9 : ''Gerçekten, zikri¹ kısım kısım biz indirdik, biz! Gerçekten onu koruyucu² olanlar mutlaka biziz.''
Bu farklılıklar peygamberden kaynaklanıyor. Yoksa ortada duran bir metni okurken oluşmuş veya milletim hafızasında kalan bir türden farklılık değil ki. Hadisler gibi değil yani, hadisleri kimi eksik, kimi fazla, kimi farklı duyar ve öyle nakil eder. Fakat kuranda durum öyle değil, farklılık tamamen peygamberin ilettiği vahye dayanıyor, yani her kıraat Allah'ın vahyidir.