Kader kavramı derine indiğinde özgür iradeyle çelişki doğurmaktadır. Bu da demek oluyor ki bu dünyada hiçbir kararı biz vermiyoruz. O zaman neden yaptıklarımızdan sorumlu tutuluyoruz ?
top of page
Bunun nasıl çalıştığını görmek için sitenizi yayınlayın ve canlı sitenize gidin.
12 Yorum
bottom of page
Bunun cevabını daha ilkokulda öğretmişlerdi, sanırım artık din eğitimi farklı veriliyor. Külli irade Allah'ın iradesi, cüz-i irade insanın iradesi olarak 2 tür irade vardır. Külli irade cüz-i iradeyi kapsar. Kendi oyun alanında, insana özgür irade verilmiştir, Ama bu cüz-i irade, yani özgürlük alanın, külli iradeyi değiştirecek bir etkiye sahip olamaz, sana verilen özgürlük alanı kadardır.. Kulli iradenin olması da senin özgür iraden olamayacağı anlamına gelmez. Buradaki yanlış düşünce kendi özgür iradenin sonsuz olabileceğini zannetmektir.
Merhaba dostum bu düşünce benim kendi arkadaşlarım ile yapmış olduğum tartışma sonucu bulmuş olduğum bir düşünce. Sana şimdi Allah sadece yaptıklarımızı biliyor desem tatmin etmeyebilir sana bir örnek vererek açıklayacağım Öğretmen öğrenci örneği değil merak etme. Zaman makinesinin icat edildiğini düşün seni zaman makinesi ile 10 gün geçmişe gönderiyorlar ve son 10 günü tekrar yaşıyorsun bu 10 günde olan biteni biliyorsun ve başkalarının yaptıklarınıda biliyorsun bilmiş olman onların yaşamında bir etken olmuyor değil mi böyle düşünebilirsin eğer tatmin etmez ise belirtebilirsin.
Dostum bu soruyu bende düşünmüştüm. Şu örnekle anladım. Fatma arkadaşımıza yazdığına baktım. evet " Eğer ki Allah sadece özgür irade ile verdiğimiz kararları biliyor dersen bu farklı bir yere gidiyor" cevabı bu. Allah sadece biliyor müdahale etmiyor. Şöyle bir örnek vereyim belki yeterli olur. Bir dağın tepesindeyiz diyelim ki. U şeklinde tren rayı var. 2 farklı yönden trenler geliyor. Haliyle trenler birbirlerini görmüyorlar. Ben kağıda hız formülünü kullanarak trenlerin 10 saniye sonra çarpışacağını hesapladım. Gerçekten de 10 saniye sonra trenler çarpıştı. Yanlarına gidip kağıdı göstersem ya beyler :D geçmiş olsun da ben zaten kağıda yazmıştım desem adamlar şunu dese mantıklı olur mu ya kardeşim sen yazmışsın işte. Sen yazdığın için biz çarpıştık dese elbette mantıklı olmaz. Benim bu kağıda yazmam benim İLMİM ile alakalı. Siz zaten çarpışacaktınız. Biz bile kısıtlı ilmimizle böyle hesap yapabiliyorsak. Elbette sonsuz ilme sahip olan zamana bağlı olmayan Allah için herşeyi bilmesi gayet normaldir. Allah bizim ne yapacağımızı BİLDİ diye gerçekleştirmiyoruz tıpkı trenin çarpışması gibi. Son olarak ilim maluma tabidir. Ben böyle anlamıştım belki senin için de yeterli olur.
Bu kısa videoyu izlemenizi tavsiye ederim, eksik bilgi insanı yanılgıya düşürür. Tam olarak ilmettikten sonra çelişki var deyip reddetmeniz daha doğru olur (:
Sorunuzun kader kısmından çok karar verme kısmına deginecegim.
Varlıklarla ( bu kavrama var olup var olduğunu göremediğimiz ya da sadece dinimizde bildirilenlerkn ışığında ilmedebildiklerimizi de dahil ediyorum ) donatılmış bir evrendeyiz ve bu kavramın içinde yer alan varlıklardan biri olarak insanoğlunun yaratılışı belirli sınırlar içerisindedir. Dolayısıyla ancak bu sınırlar çerçevesinde bize verilen irade ve akletme sınırlarında özgürüz yada özgür dusunebiliriz, karar verme özgürlüğümüz de bu bahsettiğim sınırlar içerisinde bir özgürlüktür ve dinimizde cüzi irade olarak yer alır.
Sınırlar bizi kısıtlamaz aksine özgürleştirir
Nasıl mı? Bunu şöyle anlatabilirim.
İslam dininde müslüman olmak bilinen özgürlük kavramının ötesinde özgür kılar insanı. İnandıkca iman ettikçe özgürleşirsiniz ve yaratılış ile gelen sınırlarımızı Allah izin verirse ortadan kalkabilir. Kalp gözünün açık olması durumu bunun sadece bir örneğidir.